DİŞ HEKİMLİĞİ TARİHİDiş hekimliği tarihi ile ilgili en eski kayıtlara Mısır'da rastlanmaktadır. İmhotep bilinen ilk hekimdir. MÖ 2700 yıllarında Mısır’da yaşadığı kabul edilmektedir. İmhotep’in yaşadığı dönemde Mısır’da hekimler göz hekimi, barsak hekimi, diş hekimi gibi branşlara ayrılmışlardır. Bilinen ilk diş hekimi Hesi-Re yalnızca diş hekimi değil aynı zamanda Krallığın Bekçisi gibi 13 resmi unvana sahip oldukça yetkin bir hekimdi. |
Diş hekimliği tarihi ile
ilgili en eski kayıtlara Mısır'da
rastlanmaktadır. İmhotep bilinen ilk
hekimdir. MÖ 2700 yıllarında Mısır’da yaşadığı kabul edilmektedir. İmhotep’in
yaşadığı dönemde Mısır’da hekimler göz hekimi, barsak hekimi, diş hekimi gibi
branşlara ayrılmışlardır.
Bilinen ilk diş hekimi
Hesi-Re yalnızca diş hekimi değil aynı zamanda Krallığın Bekçisi gibi 13 resmi
unvana sahip oldukça yetkin bir hekimdi.
Mısırlılar pek çok konuda
olan gözlem ve deney merakını diş hekimliğinde de göstermişlerdi. Apse drenajı
yapmışlar, çağdaş diş hekimliğinde köprü olarak ifade ettiğimiz uygulamanın ilk
deneyicileri olmuşlardı. Hatta Ebers Tıp Papirüsü içindeki
bilgiler göstermektedir ki ağız ve çenenin cerrahisi ile ilgilenmişler, “sabah
kahvaltısında ağız temizliği yapılmalıdır, ağız temizliği diş temizliği demektir.”
gibi ifadeler kullanmışlardır.
Diş hekimliği Mısır’lıların ilgisini çektiği kadar Mezopotamya uygarlıklarının da ilgisini çekmekteydi. Ancak Hammurabi yasaları dolayısı ile Mezopotamya’da gerek diş gerek tıp branşlarının cerrahisi çok fazla gelişmemiştir. Çünkü Hammurabi yasaları hekimlere yasal sorumluluk koyan tarihin ilk yasalarıdır.
Hammurabi yasaları'nda diş
hekimliği ile ilgili konulara 2 madde ile değinilmiştir.
Yasa 200: Eğer bir kişi
kendisiyle aynı sınıftaki bir kişinin dişine zarar verirse onun da dişi çekilir.
Yasa 201: Eğer bir kişi
kendinden daha alt sınıftaki bir kişinin dişine zarar verirse 166 gr. gümüş öder.
Aynı yıllarda Çinliler dünya
tarihinin bilinen en eski tıp eseri olan Nei-Ching’i yazmışlardır. Çinliler ağız
hastalıklarını; iltihapsal hastalıklar, yumuşak doku hastalıkları, diş çürükleri
olmak üzere 3’e ayırmaktaydı. Çinliler diş hekimliğine katkılarını sadece bu
eserle yapmamış yüzyıllar sonra 15.yüzyılda çağdaş anlamdaki ilk diş fırçasını
yapan ulus olarak diş hekimliği tarihine geçmişlerdir. Amalgamla dişlerin
doldurulması fikri de çinlilere aittir.
Amerika kıtasında yer alan topraklar üzerinde hüküm sürmüş olan İnkalar, Aztekler ve Mayalar daha
çok doğaüstü güçlerle diş tedavisi yapmaya çalışmışlardır. Savaşçı bir toplum
olan Aztekler, saç telini kullanarak şimdiki cerrahi dikişlere benzeyen dikişler
atmışlardır. Bu eski uygarlıkların önemli yönlerinden biri de ağız sağlıklarına
verdikleri özel önem vermişlerdir.
MÖ 2000 yıllarına
gelindiğinde ise Hipokrat'la beraber Yunanistan’da bu yıllarda Cos adasında ilk tıp okulunun
açılması ile çağdaş tıbbın temelleri atılmıştır. Yunanistan’daki gelişmeler
Romalıları, Etrüskleri ve İtalyanları etkilemiştir.
MS 7. ve 15. yüzyıllar arasında diş hekimliğindeki en büyük gelişmeler Müslüman ülkelerde olmuştur. İslamiyet’in temizlik ve ağız sağlığına verdiği önemin bu bilimin gelişmesindeki en önemli etken olarak görülmektedir. Müslümanların günde en az bir kere dişlerini misvak ile fırçalamak zorunlulukları vardı ve ağız bakımına önem verdiği halde ağız kokusu gitmeyen kişinin eşi bunu sebep göstererek boşanabilmekteydi.
16. yüzyılda İtalyan
düşünür, matematikçi, kâşif, anatomist Leonardo da Vinci’nin buluşları ve kan dolaşımının bulunması ile beraber
Avrupalılar tıbbın tüm branşlarında hızla gelişme göstermişlerdir. 18.yüzyıldan
sonra Birleşik Devletlerde yapılan çalışmaların da etkisi ile diş hekimliği
branşlaşmaya başlamış ve 20. yüzyıl başında tamamen branşlara ayrılmış bir bilim
dalı olmuştur.
19. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devletinde
belgesiz diş hekimliğinin yapılması yasaklanmıştır. 18 Kasım 1908’de tıp
fakültesinin açılmasının ardından 22 Kasım 1908’de diş hekimliği fakültesinin de
açılması kararı alınmıştır. İlk dekan Cemil TOPUZLU yönetiminde bir kadro
oluşturulmuş ve 1500 lira ile Darülfünun Osmanlı Tıp Fakültesi Dişçi Mektebi
kurulmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra İstanbul Üniversitesi kurulduğunda da
bu okul tıp fakültesinden ayrılmış ve İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi adını almıştır. Ardından da 22
Kasım'ın içinde bulunduğu hafta Toplum Ağız Diş Sağlığı haftası olarak
kutlanmasına karar verilmiştir.